Sovyet sineması geleneği içerisindeki Türk Cumhuriyetlerinde pek çok önemli film çekilmiş, ünlü yönetmenler yetişmiş ve ideolojik unsurlara rağmen kuvvetli bir sinema birikimi ve deneyimi oluşmuştur.
Geçmiş Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki süreçte Türkiye’de, Türk dünyası yönetmenlerinin ve sinemasının tanıtıldığı etkinlikler ardı ardına gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Bunlar arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Mimar Sinan Üniversitesinin desteğiyle, Prof. Tevfik İsmailov ve İhsan Kabil’in koordinatörlüğünde düzenlenen “Türk Dünyası Sinema Günleri” ilk ve öncü girişimlerdir.
21-28 Kasım 1998 tarihlerinde ilki düzenlenen “Türk Dünyası Sinema Günleri”nde, “Türk Dünyası’nın sinema ve sinemacılar yoluyla buluşması fikri” ortaya çıktı ve o günden bu yana bu fikir çeşitli görüş ve önerilerle zenginleşti. Etkinliğin sonunda yedi Türk ülkesinden sinema adamlarının imzaladığı “I. Türk Dünyası Sinema Günleri İşbirliği Protokolü” hazırlandı.
Daha sonraki yıllarda düzenlenen “II. Türk Dünyası Sinema Günleri” (26-31 Ocak 2001) ve “III. Türk Dünyası Sinema Günleri”nde (20-26 Aralık 2002), filmlerin yarışması yerine filmler aracılığıyla tanışıp kaynaşma fikri temel ilke olarak benimsenmiştir. Bu sinema günlerinde film gösterimleriyle birlikte, Türk dünyasında sinema sanatında kurduğu birliğin pratiğe aktarılması tartışıldı ve her yıl 21 Kasım gününün Türk Dünyası Sinema Günü olarak kutlanması, Türk dünyası sinema pazarının dinamik hale getirilerek ortak projelere yönelinmesi ve müşterek ekonomik katkılarla özel bir sinema destek fonunun kurulması önerileri tartışıldı.
2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilen Eskişehir’de kültür ve sanatın çeşitli sahalarında birçok sayıda proje hayata geçirildi. 24-28 Şubat 2014 tarihlerinde, İhsan Kabil’in genel yönetmenliğinde Eskişehir’de Türkçe konuşan toplulukları ihata eden “Türkçe Konuşan Filmler – Uluslararası Turkuaz Sinema Günleri” düzenlendi.
1998 yılından başlayarak tertip edilen bu sinema günlerinin ortak özelliği, tümünün “yarışmasız” düzenlenmiş olmasıdır.
Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali projesi, programında Türk cumhuriyetleri ve topluluklarından uzun metrajlı-konulu ve belgesel filmlerin yarışacağı ilk ve tek film festivali olmak arzusundadır.
Bu amaçla, Türk dünyası sinemasından yarışma ve yarışma dışı bölümleriyle toplamda 40 dolayında en seçme film festival seyircisiyle buluşacaktır.
Türkiye açısından dünya ölçeğinde bu işin uzmanlarını ve ilgililerini, Avrasya’nın kalbi İstanbul’da bir araya getirerek uluslararası bir projeyi hayata geçirmenin bir adımı olacaktır.
Türk ülkeleri sinema sanatının seçkin örnekleri İstanbul’da gösterilecek, ortak sektör imkanları ve Türk Dünyası Sinema Birliği enine boyuna tartışılacak ve Türkiye’nin tarihsel ve kültürel birikiminin doğal bir uzantısı olduğu deklare edilecektir.
Türk Dünyası sinemasının kültürel ve düşünsel alt yapısı genç kuşakların ve amatör veya profesyonel sinemacıların ilgisine sunulacak, ülkemizde sinema sanatının bu birikim ve kaynaktan da beslenebilmesine katkıda bulunulacaktır.
Gerçekleştirilecek film gösterimleri ve söyleşi-açık oturumlar ile ülkemizde maalesef pek tanınmayan Türk devletlerinin sinema çalışmaları ilgililere tanıtılmış olacaktır.
Festivalde Türkiye dışında üretilmiş tüm filmler kendi özgün dillerinde gösterilecek, ancak Türkiye Türkçesi ile altyazı uygulaması yapılacaktır. Türk dünyası coğrafyasının ana iletişim kanallarından biri olan Türkçe ve lehçeleri böylece sinema aracılığıyla seyirciye ulaşacak, belli ortaklıklar ve farklılıklar daha bariz bir şekilde fark edilecektir. Dil aracılığıyla toplam nüfusu ikiyüz milyon civarındaki Türk dünyası toplumları arasında geleceğe dönük bir iletişim köprüsünün daha temelleri atılacaktır.
Türkiye ile bağımsız veya özerk Türk cumhuriyet ve topluluklarının sosyal ve kültürel tasvirini veren kurmaca, uzun metraj animasyon ve belgesel türdeki sinema ürünleri festival programına dahil edilecektir. Tüm bu bahsi geçen ülke ve topluluklardan karma bir seçki oluşturulacaktır. Filmlerin yapım yılları çok önemli olmamakla birlikte, özellikle yarışma kategorisinde son yıllarda üretilmiş filmlere ağırlık verilecektir.
Ülkelerin tarihi perspektiflerini ve kültürel yapılarını işleyen yapımların yanısıra, güncel problemlerini konu alan eserler festivalin bel kemiğini teşkil edecektir.